17 Mayıs 2012 Perşembe

MUŞ OVASI

 Muş Ovası 
Muş Ovası Türkiye’nin en büyük ovalarındandır. Iğdır Ovası'ndan sonra doğunun en büyük ovasıdır. Kapladığı alan yaklaşık 1650 kilometrekare, uzunluğu 80 km, genişliği ise 30 km’ yi bulur. Basamaklı bir yapı gösterir. Ovanın güneyini Haçreş Dağları çevirir. Kuzeyde ise Şerafettin Dağları ve bu sıranın uzantıları vardır. Muş ovasının doğu ucunda Volkanik bir dağ olan Nemrut Dağı yer alır. Batı ucunda ise dağlık alanlar mevcuttur. Muş ovası 3. Jeolojik zamanın miyosen dönemi ortalarına kadar bir birikinti iken yer kabuğu hareketleri sonucu bir çöküntü alanına dönüşmüştür. Bu alan sonraki jeolojik dönemlerde yeni alüvyonlarla da örtülerek verimli bir alan durumuna gelmiştir. 

Muş Ovası, yoğun kar yağışı, şiddetli soğuklar ve sisli geçen uzun kış sonrasında lalelerle bezenir. Bugün Hollanda’dan satın aldığımız lale, Muş Ovası’nda yetişiyor ve bahar aylarında bir rüya güzelliğinde ovayı süslüyor. Lalenin hayat bulduğu tarihlerde yapılan ve 7’den 77’ye herkesin katıldığı festivaller aynı zamanda Muş’un kurtuluşu olan 30 Nisan’a da denk geliyor. Bu yüzden hem bir güzellik, bir doğa olayı hem de bir tarihî olay bir arada kutlanıyor. 

Muşluya göre lale, yeni bir yaşamın, bolluğun, bereketin ve coşkunun timsali. Bu yüzden her yıl özlemle açılması bekleniyor. Kısa ömürlü lalenin çıkması, iki âşığın buluşması için koca bir yılın geçmesi demek aynı zamanda. Kışın soğanları soğuktan kaçarak toprağın derinliklerine çekilen lale, baharın ılık havalarıyla birlikte başını toprağın üzerine çıkarıyor. Her soğandan tek bir çiçek açan lale, katmerli ya da yalınkat biçimlere sahip olabiliyor. Muş il sınırları içerisine dengeli bir şekilde yayılmayan laleler, ovanın bazı bölgelerinde kendiliğinden yetişiyor. 

Muş Ovası tüm Türkiye'yi besler
Tarım ve hayvancılığın önemine işaret eden Hisarcıklıoğlu, bu çerçevede eldeki imkanların iyi değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.
Tarım ve hayvancılığın son yıllarda dünyada kazandığı değerin belirten Hisarcıklıoğlu, şunları dile getirdi:
''Allah hepimizi ayrı ayrı yaratmış. Ayrı düşünelim diye yaratmış. Zenginlik burda zaten. Hepimiz ayrı ayrı düşünüp bunu ortak akıl, istişareyle birleşeceğiz. O zaman rahmet ve bereket gelecek. Elimizde müthiş bir imkan var. Tarım ve hayvancılık. Muş Ovası'nı doğru dürüst ekip biçsek, bu ova bütün Türkiye'yi besler. Diğer ovalarda dünyayı besler. Eskiden tarım ve hayvancılık sadece karın doyurmak için yapılırdı. Şu anda tüm dünyada para kazanmak için yapılıyor. Dünyada son bir yılda fiyatı artan 10 tane entiaya baktığımızda, 4'ü tarım ve hayvancılıkla ilgili. Niye? Çünkü dünya nüfusu her yıl 74 milyon artıyor. Dünyaya bir Türkiye ekleniyor. Son 10 yılda Asya'da az gelirliden orta gelirliye geçen nüfus sayısı 1,5 milyar kişi. Bunlar eskiden sadece karın doyururken, şimdi tüketmeye, yemeye, içmeye başladı. Bütün dünyada en kıymetli iş tarım hayvancılık olacak. Eskiden Libya'ya mal gönderirken, şimdi mal ithal eder hale geldik. Allah bunun hesabını bize sorar. Dünyada ekilebilir arazi açısından dünya 7.'siyiz. Allah müthiş bir servet vermiş. Bunun hesabını bilmek lazım. Bize petrolden doğalgazdan daha faydalı olacak bir toprak vermiş. Bunun kıymetini bilmek zorundayız.''
Ulaşım noktasında, Tatvan'dan İran'a demiryolu geçişi ve feribot kullanımının büyük önem taşıdığını ve odalar birliği olarak Pakistan ve Hindistan'a, tren yoluyla gidip mal satmak istediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, bunun bir yolunun deniz taşımacılığı olduğunu, ancak kendilerinin demiryolunu çok iyi kullanmak istediğini kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, ''Burada dar boğazımız Van Gölü. Feribot yatırımları var. Bu feribot yapımları bittikten sonra bizim geçişlerimiz çok hızlanacak. Ulaşımın merkezinde Tatvan olacak. Batman, Muş ve Van hava alanlarının ortasındayız. Bunlar ulaşımda avantaj. TOBB olarak Kapıköy Gümrük Kapısı modernizasyonuna başlayacağız. İran'a yeni bir trafik hattı açılacak. Bunların hepsi Tatvan'dan geçecek. Bunları iyi kullanmamız lazım'' diye konuştu.





















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder