21 Mayıs 2012 Pazartesi

OVALAR


Ova Nedir

Akarsular tarafından derin olarak yarılmamış, üzerinde kabarıklar bulunmayan ve eğimi oldukça az olan düzlüklere “Ova” adı verilir. Bu düzlüklerde akarsular, genellikle, salınımlar yaparak, yatakları boyunca akarlar. Bafra, Sakarya, Konya, Büyük Menderes ovaları gibi ovalar, bulundukları yerlere göre, ikiye ayrılırlar: çukur ovalar, yüksek ovalar.
Çukur Ovalar : Deniz yüzeyinden olan yüksekliği az ovalara, çukur ova denir. Çukur ovalar deniz kıyıları boyunca uzanırlar. Çukur ovaların denizden yüksekliği en çok 500 m’ye değin olur. Çukurova, Sakarya, Antalya, Ege Bölgesi ve Harran ovası gibi ovalar, birer çukur ovadır
Yüksek Ova : Deniz yüzeyinden olan yüksekliği çok ovalara, yüksek ova denir. Başka bir deyişle, deniz yüzeyinden olan yüksekliği 500 m’den çok ovalar, yüksek ova adını alır. Bunlar genellikle, iç bölgelerde bulunurlar. Konya, Doğubeyazıt, Muş ovaları gibi ovalar, yüksek ovadır.

Ovalarda da, diğer yeryüzü şekilleri gibi oluşum bakımından çeşitlilik gösterirler. Bu özellikler ile dört grupta toplanırlar:

-Birikinti Ovaları : Dış güçlerin taşıyıp getirdiği birikintilerle oluşmuş ovalardır. Genellikle, akarsu biriktirmesi ile oluşurlar. Birikinti konileri gibi. Akarsular taşıdıkları kum, çakıl, kil gibi dağınık maddeleri hızlarının ya azaldığı ya da bittiği yerde biriktirerek bu ovaları doğururlar. Buraları genellikle, yamaçların eteği, akarsuların genişleyen vadi tabanları ve ağızlarına yakın olan bölümleridir.
4- Alüvyal Ovalar : Akarsuların taşıdığı alüvyonların, deniz ve göl kıyılarında, sığ yerleri de dolduracak biçimde biriktirilmesi ile oluşmuş ovalardır. Gel-git genliği az iç denizlere dökülen akarsular, taşıdıkları sürüntüleri döküldükleri göl ya da denizin kıyısında biriktirmeğe başlarlar. Zamanla, bu birikinti kıyının sığ yerlerini de doldurarak geniş düzlükler oluştururlar. Böylece oluşan ovalara, alüvyal ovalar adı verilir. Çukurova, Çarşamba ovaları gibi.


Ülkemizde ovalar iki gruba ayrılır. Kıyılarda delta ovaları ve iç kesimlerdeki ovalar.
1-Kıyı Ovaları: Kıyı ovaların oluşmasında akarsuların taşıdığı alüvyonların miktarı, kıyılardaki akıntı ve dalga faaliyetleri ve kıyıların derinliği etkili olmuştur.
Bafra Ovası: Kızılırmak oluşturmuştur. Çok verimli bir ovadır. Deltada kıyı gölleri bulunur. En büyüğü Balık gölüdür.
Çarşamba Ovası: Yeşilırmak’ın taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur.
Sakarya Ovası: Delta ovasında ziyade bir taban seviyesi ovası özelliği taşır.
Meriç Deltası: Küçük bir oluk içende oluşmuş olup Meriç nehrinin getirdiği alüvyonlarla meydana gelmiştir.
Gediz Ovası: Gediz nehri oluşturmuştur. İzmir Körfezi’nin dolma tehlikesi durumunda nehrin yatağı değiştirilmiştir.
Küçük Menderes Ovası: Faylanma sonucu çöken sahalara zamanla alüvyonların dolmasıyla oluşmuştur.
Büyük Menderes Ovası: Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonla oluşmuştur. Ovada Çamiçi gölü yer almaktadır.
Çukurova: Seyhan ve Ceyhan nehri oluşturmuştur. Türkiye’nin en büyük delta ovasıdır
.
2Ç BÖLGELERDEKİ OVALAR: iç bölgelerdeki ovalarımızın büyük bir bölümü, tektonik çanaklar içinde göl ve akarsu depolarının birikmesi sonucu meydana gelmiştir. İç bölgelerde yer alan ovalar, fay kuşaklarındaki çöküntü sahaları boyunca görülür.
:Doğu Anadolu Fay Kuşağındaki Ovalar
Muş ovası: karasu ve Murat nehirleri, menderesler çizerek akarlar
Bingöl ovası, Murat nehri tarafından oluşturulmuştur.
Elazığ ve Uluova: Bu ovalar bir yerleşme ve tarım alanıdır.
Antakya-K.Maraş Ovası: Nur Dağı doğusunda bir graben içinde yer alır.
Amik ovası: Asi nehrinin oluşturduğu bir çöküntü ovasıdır.
Kuzeydoğu Anadolu’da çökme sonucu oluşmuş olukların içerisinde geniş ovalar bulunur. Bunlar:
Göle ovası: Daha çok çayır ve bataklıklar yaygındır.
Ardahan ovası: Ovayı, Kura nehri sular.
Erzurum ovası: Türkiye’nin en yüksek ovalarından biridir (2000m)
Pasinler-Horasan Ovası: Aras nehrinin oluşturduğu bir ovadır.
Iğdır ovası: Etrafı dağlarla çevrilidir. Yüksekliği azdır. Sebze meyve ve yetiştirilir.
Kuzey Anadolu Fay Kuşağındaki Ovaları 
B
u kuşak üzerinde doğu da Erzincan ile batıda İzmit Körfezi arasında Suşehri, Erbaa, Niksar, Taşova, Ladik Merzifon, Suluova ,Tosya, Kargı, Kurşunlu, Çerkeş, Vezirköprü, Taşköprü, Bolu, Düzce, Adapazarı ve Sapanca olukları bulunur.
İç Anadolu ovaları:
İç Anadolu’da eski bir göl tabanı durumunda bulunan ve Türkiye’nin en büyük ovası olan Konya Ovası önemli yer kaplar.
Akşehir-Eber Ovası: Kuzeyde Emirdağları ile güneyde Sultan Dağları arasında bitişik halde 
bulunur.


Bu ovalar üzerinde aynı zamanda göllerde bulunur. Ayrıca, Kayseri ve Develi ovaları ,Aksaray ovası, Ankara’da Akıncı ovası ve Çubuk ovası ve Eskişehir ovası bulunur



Güney Doğu Anadolu Ovaları:
Türkiye’nin en büyük ovalarından biri olan ve Urfa’nın Suriye sınırında Altınbaşak, (Ceylanpınar) ovası bulunur. Ayrıca burada G.A.P kapsamında bulunan ovalar (Suruç, B. Antep, Klis) geniş yer kaplar.
Batı Anadolu Ovaları:
Denizden başlayarak 200m yüksekliği kadar ulaşan ve kuzeyden güneye sıralanan Bakırçay, Gediz, K. ve B. Menderes ovaları bulunur. Ayrıca iç kısımlarda Bornova, Simav, Sandıklı, Afyon, Bursa, İnegöl, Karacabey, ve Balıkesir, ovaları yer alır.
OVALARIN ÖNEMİ :
1
-Ovalar tarım ürünlerinin yetiştirildiği çok sayıda yerleşmelerin bulunduğu ve ulaşımın kolaylıkla sağlandığı sahalardır.
2-Ovalarımız önemli tarım sahalarıdır.
3-Ovalarımız önemli kentlerin kurulduğu sahalardır.
4-Ulaşım kolaylığı ve ucuz maliyetle konut ve sanayi tesisi inşaatı ovaları cazip hale getirmekte
dir.
TÜRKİYE DE AKARSULARIN OLUŞTURDUĞU ŞEKİLLE
Akarsuların oluşturduğu yüzey şekilleri aşındırmadan ve biriktirmeden oluşan şekiller olmak üzere iki gruba ayrılır.
1-AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ : Akarsular dağlık alanlarda hızının etkisine bağlı olarak aşındırma yaparlar.Ülkemizde akarsuların aşındırma ve birleştirme faaliyetleri 3. jeolojik zamanın başlarına kadar dayanmaktadır.Akarsuların derin aşındırması sonucunda derin vadiler ve boğazlar oluşturmuştur.Bazı akarsular çökme sonucunda oluşan blokları arasındaki olukları takip etmektedir.
Vadi şekilleri: Akarsuyun geçtiği sahanın eğimine,debisine ve jeolojik yapıyı oluşturan kayanın aşınmaya karşı gösterdiği dirence göre önemli değişme gösterir.
Akarsuyun yukarı çığırında “V” şeklinde Çentik vadiler oluşur. Paralel dağlar arasında geniş tabanlı Boğaz vadiler oluşur. Eğimin azaldığı akarsular sık sık yatak değiştirerek büklümler yaparak akarlar ve menderesler oluşur. Kalkerli arazilerde basamak şeklinde Kanyon vadiler oluşur.
2-BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ: Akarsuyun biriktirme yapabilmesi için ya akarsuyun eğitimin azalması ya da yükünün artması gerekmektedir. Akarsular dağ eteklerinde biriktirme yaparak birikinti konilerini ve onlarda dağ eteği ovaları ile dağ içi ovalarını oluştururlar. Denizlere oluşan akarsular eğilimin az olduğu yerlere biriktirme yaparak deltaları oluştururlar. Biriktirme şekilleri şunlardır:
1- Birikinti konileri
2- Dağ eteği ovaları
3- Dağ içi ovası
4- Seki (Taraca)
5- Taban seviyesi ovası
6- Delta


































ÇUKUROVA


Çukurova

Çukurova Akdeniz bölgesinin doğusunda, İskenderun Körfezi ile Mersin Körfezi arasında verimli bir ova. Doğuda Misis Dağına, batıda Erdemli’ye, kuzeyde Toros Dağları ile Aladağların eteklerine kadar uzanır. Yüzölçümü 3150 km2 kadardır. Çukurova’nın doğusunda Ceyhan, batısında Seyhan nehirleri ve Tarsus Çayı bulunmaktadır. Ova, bu ırmaklarla beslenmektedir


 


. Çukurova, çöküntü alanlarında Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin getirdiği alüvyonların yığılması ile oluşmuş Türkiye’nin en büyük delta ovasıdır. Adana ovası da denir. Çukurova'da Ceyhan Ovası, Yüreğir Ovası, Misis Ovası ve Yumurtalık Ovası bulunmaktadır.
Bölgenin batısında bulunan Taşeli platosunun yüzeyi kireç taşlarından (kalker) oluşmuştur. Bu sebeple burada kireç taşlarının çözünmesi sonucu oluşmuş karstik şekiller bulunur. Başlıcaları; Cennet-Cehennem obrukları, Dilek kuyu mağarası, Yedi uyuyanlar mağarası.
Bölgenin en gelişmiş illerinden biri olan ve bir tarım, sanayi, ticaret ve eğitim kenti olan Adana, aynı zamanda Türkiye'nin 5.ci büyük kentidir.
Bölgenin en önemli ticaret, sanayi ve bir liman kenti olan Mersin aynı zamanda ortadoğunun en önemli limanına ev sahipliği yapar . Mersin'de yer alan Mersin Serbest Ticaret Bölgesi, Mersin Limanı, Türkiyenin en önemli limanı ve serbest bölgesi ünvanını korumaktadır.


Tarihçe
Adana ve Çukurova bölgesi eski devirlerden beri bir yerleşim merkezi olmuştur. Tarihi belgelerde Kilikya olarak geçen Çukurova'dan, Boğazköy'den çıkarılan Hitit yazılı levhalarında, Uru Adania (Adana ülkesi) diye sözedilmektedir.
Gezgin coğrafyacı Strabon, antik çağlarda Kilikya olarak bilinen bölgeden, "Coracesion'dan (Alanya), Kilikya-Suriye kapısına kadar uzanan Küçük Asya'nın güneydoğu kıyıları" diye sözeder. Herodot, bölgenin Hypachoea diye adlandırıldığını, Fenikeli Age-nor'un oğullarından Cilix'in buraya gelip yerleştiğini ve onun adından dolayı bölgenin Kilikya adını aldığını nakleder. Fakat Kilikya adı ilk kez, Asur yazıtlarında Chilakka olarak görülmüştür. Bu nedenle bugün Kilikya adının Asur kaynaklarında özellikle Dağlık Kilikya için kullanılan Chilakka kelimesinden kaynaklandığı kabul edilmektedir. Aynı Asur kaynaklarında Ovalık Kilikya ise Que olarak adlandırılmaktadır.
Anadolu ile Suriye ve Mezopotamya arasında ulaşımı sağlayan Gülek ve Sertavul (Kilikya kapıları) ile Belen (Suriye kapısı) gibi önemli geçitler nedeniyle stratejik önem taşıyan bölgenin doğu ve batı kesimleri yeryüzü şekilleri bakımından farklı özellikler gösterir. Bu nedenledir ki Hellenler, batı kesimini Cilicia Tracheia (Dağlık Kilikya), doğu kesimini Cilicia Pedias (Ovalık Kilikya) olarak anmışlardır. Romalılar ise Dağlık Kilikya'ya Cilicia Aspera, Ovalık Kilikya'ya Cilicia Campestris adını vermişlerdir. Dağlık Kilikya kabaca, Alanya ile Mersin arasında kalan, Ovalık Kilikya ise Mersin'den İskenderun Körfezi'ne kadar uzanan kesimlerdir. İki Kilikya'yı ise Lamas (Limonlu) çayının birbirinden ayırdığı kabul edilir. Günümüzde Dağlık Kilikya Taşeli yarımadası, Ovalık Kilikya ise Çukurova olarak adlandırılır.









BALIKESİR OVASI


Balıkesir ovası

Balıkesir Ovası, Alanı 140 km² olup, Batı Anadolu’da, Marmara Bölgesi’nin güney bölümünde, Edremit- İvrindi ovalarıyla birlikte batı doğu doğrultulu alçak bir saha üzerinde bulunan Balıkesir şehri, kendi adı ile anılan verimli ovayı batıdan sınırlayan düz sırtlı tepelerin yamacında kurulu ova. Hinterlandı ise oldukça geniştir. Önemli bir tarım merkezidir. Buğday, arpa, mısır, tütün, pamuk, ayçiçeği, şekerpancarı, yem bitkileri, kavun, karpuz, domates; bakla, fasulye, börülce gibi sebzeler ağırlıkta üretilmektedir. Ovanın coğrafi avantajlarından kaynaklanan ürün çeşitliliği dikkati çekmektedir

Gönen Ovası 
Gönen Ovası: Denizden yüksekliği 30 m olan ve Gönen Çayı’nın yatağı boyunca uzanan ova, Manyas Gölü çukurundan eski alüvyonlardan oluşan bir eşik ile Marmara Denizi’nden de 100 m’ yi aşan bir sırtla ayrılmıştır.

Manyas Ovası: Alanı 110 km² olup, Manyas Gölü’nün güney taraflarında bulunan ve doğu batı istikametinde uzanan ova, alüvyonların Manyas Gölü’nün bugünkü seviyesine göre birikmesi ile meydana gelmiştir





BAFRA OVASI



    
BAFRA OVASI

Bafra Ovası Türkiye'nin Samsun ilinin kuzeybatısında yer alan bir ova. Ova Kızılırmak deltasının yarattığı bir alüvyal arazidir.Kızılırmak deltasını kaplayan Bafra Ovası güneyde dağlarla çevrilidir. Bunlardan en yükseği 1224 m ile Nebiyan dağıdır. Bu dağlar Canik Dağlarının uzantılarıdır.

Bafra'nın en büyük, Türkiye'nin ise en uzun akarsuyu Kızılırmak bu dağları derin bir vadi ile geçerek ovaya ulaşır. Bafra ovası tamamen Kızılırmak tarafından oluşturulmuştur. Irmağın denize yakın kısımlarında birçok göl oluşturmuştur. Nebiyan dağının etekleri ise yayla durumundadır.

Kızılırmak'ın uzunluğu 1151 km'dir. Sivas'taki Kızıl Dağ'dan doğar, Orta Anadolu'da geniş bir yay çizerek Bafra'dan denize dökülür. En çok Nisan ve Temmuz dönemlerinde su taşır.Kızılırmak'ın denize döküldüğü yerde oluşmuş göller, ırmağın her iki yakasında da yer alır. Batıdaki göl Karaboğaz, Doğudaki ise Balık Gölleri'dir. Doğu yakada yer alan göllerin başlıcaları şunlardır; Dutdibi, Liman, Hayırlı, Çernek, Uzungöl, Tombul göl, İnce göl. Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır. Ancak, ormanlık alanlar da göze çarpar.


Bafra Ovası'nda Tarımsal Sulama Faaliyetlerİ

Türkiye'nin önemli ovalarından birisi olma özelliğini taşıyan Bafra Ovası'nda, yaz sezonunda 70 bin hektar alanda tarımsal sulama yapılacağı bildirildi.

Türkiye'nin önemli ovalarından birisi olma özelliğini taşıyan Bafra Ovası'nda, yaz sezonunda 70 bin hektar alanda tarımsal sulama yapılacağı bildirildi.
Bafra Altınkaya Sulama Birliği Başkanı Ali Kademer, yaptığı açıklamada, sulama kanal ve kanaletlerinde 5 aydır sürdürdükleri bakım ve temizlik çalışmalarının ardından ovaya ilk suyu verdiklerini söyledi.
Baraj kapaklarından kanaletlere bırakılan suyun iki gün içinde ovanın tamamına ulaşacağını belirten Kademer, sezon boyunca 70 bin hektar alanda tarımsal sulama yapılacağını belirtti.
Bafra Altınkaya Sulama Birliği'nin 17 köy ve 2 beldeye hitap ettiğini ifade eden Kademer, "Bafra Ovası'na bugün itibariyle, 2012 yılı sezonunun tarımsal suyunu saldık. Geçtiğimiz yıllarda 50 bin hektar olan mesai alanımızı, 20 bin hektar daha artıracağız. 2012 yılında 70 bin hektar alanı sulayacağız. Bu yıl mevsimşartları güzel olduğundan geçmiş yıllara nazaran bir hafta öncesinden tarımsal sulamayı açmış bulunuyoruz. Bafra Ovası'nda bilinçli çiftçilerimiz var ve suyun kıymetini de biliyorlar" dedi






























BAKIRÇAY OVASI



BAKIRÇAY OVASI

Batı Anadolu'da, Ege Bölgesinde, Manisa ve İzmir ili içinde akan bir nehirdir. Gelenbe’nin doğusundan başlayan Bakırçay Vadisi’nin, çok küçük bir bölümü Manisa ili alanı içinde kalmaktadır. Vadinin Manisa il sınırları içinde kalan kısmında,Soma-Kırkağaç Ovası bulunmaktadır.

Bakırçay], Balıkesir'in güneyendeki Ömer Dağı'ndan doğar. Güneyde Kırkağaç'ın Bakır Beldesi yakınlarından geçerken Bakırçay adını alır. Madra ve Yunt Dağları arasından Bergama'yı geçer, Çandarlı Körfezine dökülür. 129 km. uzunluğundadır. Suları kışın bol yazın yok denecek kadar azdır. Suladığı ovaya Bakırçay Ovası denir ve ova son derece verimlidir. Ova'da yetişen pamuk Türkiye'nin en ince lifli pamuğu olarak bilinir.

İlk çağlardaki adı Kaikos'dur. Tarihte ilk kez Hesiodos [1] tarafından anılır. Plutarkhos'a göre nehrin adı önceleri Astraeus'dur (Astra). Sonra Kaikos'a dönüşmüştür


İzmir'in Bergama, Kınık ve Dikili ilçelerinde dün akşamdan bu yana devam eden sağanak yağış nedeniyle bölgedeki derelerin taşması sonucu Bakırçay Ovası'nda binlerce dönüm ekili arazi sular altında kaldı.
İzmir'in Bergama, Kınık ve Dikili ilçelerinde dün akşamdan bu yana devam eden sağanak yağış nedeniyle bölgedeki derelerin taşması sonucu Bakırçay Ovası'nda binlerce dönüm ekili arazi sular altında kaldı.
Bergama Kestel Sulama Birliği Başkanı Ekrem Toprak, yaptığı açıklamada, aşırı yağışlar nedeniyle Bakırçay Ovası'da buğday ve yonca ekili binlerce dönüm arazinin sular altında kaldığını kaydetti.Kestel Barajı'nın yüzde 100 dolu olduğu için Caber Deresi'nden baraja gelen suyun üst kapaklar açılarak tahliye edilmek zorunda kalındığını ifade eden Toprak, yağışların devam etmesi ya da suların kısa sürede çekilmemesi halinde büyük ölçüde ürün kaybı oluşacağını ileri sürdü.
Bu arada, sağanak yağış nedeniyle Bakırçay ve Karadere nehirlerinin taşması sonucu Kınık ilçesi ile Bergama'ya bağlı Kadıköy yolu ulaşıma kapandı. Bu bölgede ulaşım Bergama Göçbeyli kara yolundan sağlanıyor.





GEDİZ OVASI


Gediz Ovası


 Ege Bölgesi'nde, Sarıgöl'den Manisa'nın batısına kadar uzanan ova. 

Uzunluğu 150 km'dir; genişliği bazı yerlerde 20 km'yi bulur. Bozdağlar'la güneydeki Küçük Menderes Ovası'ndan, Yunt Dağı'yla kuzeydeki Bakırçay Ovası'ndan ayrılır. Ovanın kıraç kesimlerinde tahıl, tütün ve baklagiller, sulanabilen alanlarında pamuk, susam, meyve ve sebze yetiştirilir. Manisa, Alaşehir, Salihli, Akhisar, Turgutlu ovadaki en önemli yerleşmelerdir.


Ege Bölgesi'nde ova.Küzeyde Gördes-Uşak yaylasının dik kenarı,güneydeyse Bozdağlar tarafından sınırlanan doğu-batı doğrultulu alçak bir alan oluşturan Gediz ovası,Gediz ırmağı tarafından sulanır;kuzeyde Akhisar ovasına,güneyde Kemalpaşa ovasına açılır.Salihli-Menemen bogazı arasındaki kesimine Salihli-Manisa ovası,Menemen bogazından çıkdıktan sonra İzmir Körfezinin doğu kenarında uzanan kesimine Menemen ovası adları verilir.Çeşitli tarım yapılan bir alandır.Dikili alanlarda sebze bahçeleri,üzüm bahçeleri,incir,vb.meyve ağaçları başlıca yeri tutar.










SAKARYA OVASI



SAKARYA OVASI

  Adapazarı ovası (Akova), daha önceleri bataklık olduğu bilinen bölgenin kurutulması ile yerleşim birimi haline gelmiştir. Bu nedenle bölgede hemem hemen her şey yetişmektedir.
Sakarya ırmağının tektonik çöküntüyü alüvyonlarla doldurması ile oluşmuş tektonik bir ovadır.
Bölge bu kadar verimli olmasına rağmen yerleşim birimi olarak oluştuğu için verim alınamamaktadır. Ekilmesi gereken araziler üzerinde şu anda binalar ve sanayi bulunmaktadır. Buna karşın ovanın 15-20 km kuzeyindeki sağlam tepelik bölge kullanılmamaktaydı. Şimdi ise yeni yerleşim birimi olarak hazırlanıyor ve şehir yavaş yavaş Karaman ve Korucuk bölgesine taşınmaya çalışılıyor.
İlcesi olarak Arifiye bulunmaktadır ve fabrikalarla çevrilidir.

 SAKARYA OVALARI
 Adapazarı (Akova) Ovası; Sakarya Vâdisi Türkiye’nin önemli ve büyük vâdilerinden biridir. İç Batı Anadolu platoları üzerinde yükselen Emir ve Türkmen dağlarında başlayan Sakarya Vâdisi; doğudan batıya geniş bir yay çizer. Porsuk ve Ankara çayı vâdileriyle birleşir. VâdiCambaz Boğazından sonra genişler. Pamukova’yı meydana getirir. Geyve Boğazında uzun ve derin bir oluğa dönüşür. Sonra birden genişleyerek, Adapazarı (Akova)nı meydana getirir. Birçok vâdiyle birleşen Sakarya Vâdisi, Karasu yakınlarında Karadeniz’e açılır. Uzunluğu 27 km, genişliği 23 km olan Adapazarı Ovası, Aşağı Sakarya Vâdisinde, Sapanca Gölü ile Adapazarı’nın doğusunda yer alır. Marmara ovalarının en büyüklerindendir. Alanı 620 kilometre karedir. Sakarya Nehrinin taşıdığı kalın bir alüvyon tabakasıyla kaplı olduğundan çok verimlidir. Yüksekliği deniz seviyesinden 30 m’dir. Bu ova içinde Erenler Tepesi (75 m), Alibey Tepesi (112 m) ve Tersiye Tepesi (85 m) bulunmaktadır.
Pamukova: Sakarya Vâdisinin Akova’dan sonra ikinci büyük ovasıdır. Yüzölçümü 170 km2, uzunluğu 28 km, genişliği 6 km’dir. Adapazarı sınırına nazaran daha yüksek olduğundan Sakarya Nehri daha hızlı ve derinden akar. İklimi Adapazarı Ovasına nazaran daha serttir. Alüvyonların birikmesiyle meydana gelmiş verimli bir ovadır.
Söğütlü Ovası: ortalama yüksekliği 16 m olup ilin en alçak kısmını teşkil eder. 30 km uzunluğunda ve 20 km genişliğinde olup bataklık ve sazlık olan bu ovanın tarım alanı hâline getirilmesi için çalışmalar yapılmaktadır.









20 Mayıs 2012 Pazar

BÜYÜK MENDERES OVASI


BÜYÜK MENDERES

BÜYÜK MENDERES ovası, Anadolu’da, Ege bölgesinde ova; Aydın dağları ile Menteşe dağları arasında, Büyük Menderes nehrinin Sarayköy’den başlayarak boydan boya izlediği, eski ve yeni alüvyonlarla kaplı tektonik çöküntü alanıdır. D.-B. doğrultusunda yaklş. 200 km boyunca uzanır. Genişliği D.’dan B.’ya artar. Sarayköy ile Kuyucak arasındaki D. kesimi, iri gereçli büyük birikinti konileriyle kaplı bir vadi görünümünde olmasına karşılık orta kesimi, genişliği 10km’yi, B. kesimiyse 20 km’yi bulan bir taşkın ovası özelliğindedir. Ova, adına rağmen, Büyük Menderes nehrinin açtığı vadinin tabanında oluşmuş basit bir taban ovası değildir; Menderes eski masifinin yakın bir jeolojik dönemde faylarla parçalanması sonucu oluşmuş bir grabendir. Bu grabeni sınırlayan faylar boyunca, Sarayköy ve Germencik yakınlarında yapılan sondajlarda, jeotermal enerji kaynağı olan çok yüksek sıcaklıkta buharlar fışkırmış; buralarda çeşitli tesisler kurulmuştur. Aynı nedenle ova ve çevresi birinci derecede deprem bölgesidir. Ovanın kenarlarında, Aydın ve Menteşe dağlarından inen sel özellikli akarsuların yığdığı eski ve yeni birikinti konileri sıralanır. Bunların etkisiyle G.’e doğru itilmiş olan Büyük Menderes de tektonik çukurluğa yerleşmiş; ovanın en alçak yerinde zamanla kendi alüvyonlarını çökeltmiştir. Ovanın, Söke yakınlarından denize kadar olan en B. kesimi (özellikle Balat ovası), Büyük Menderes deltasının ilerlemesi sonucu denizden kazanılmış bir delta ovasıdır ve kıyıda lagünlerle son bulur. Özellikle bu kesimde eğim çok az olduğundan, tipik menderesler çizerek akan Büyük Menderes, zaman zaman yatak değiştirmiştir. Bunun sonucu olarak birçok eski yataklara ve azmaklara rastlanır. Ovanın orta ve B. kesimi zaman zaman taşan nehrin suları altında kalır. Bu yüzden belli başlı yerleşmelerin tümü, ovanın daha yüksek olan kenarlarında, çoğunlukla eski birikinti konileri üzerinde kurulmuştur. Antikçağ’dan beri Ege bölgesinin verimliliğiyle ün yapmış yörelerinden biri olan ova, günümüzde de özellikle ticaret ürünlerine yönelmiş çok önemli bir tarım alanıdır. Aynı zamanda Ege kıyılarını iç Anadolu’ya bağlayan yolların doğal bir güzergâhıdır. Türkiye’ nin ilk dsmiryoi.arından biri de (İzmir -Aydın hattı) burada yapılmıştır.






18 Mayıs 2012 Cuma

ÇARŞAMBA OVASI


Çarşamba Ovası

  Erbaa ilçesinde geçen Yeşilırmak nehri Çarşamba ilçesine ulaştıktan sonra Civa Burnundan Karadenize dökülürken çok kıymetli alüvyonlu Çarşamba ovasını meydana getirir. Kirazlık’tan başlayan Çarşamba Ovasının yüz ölçümü 89.500 hektardır. DSİ tarafından yaptırılan su kanalları sayesinde arazinin % 70 i tarıma elverişli hale getirilmiştir. Geri kalan % 30 luk kısım ise ormanlık, sazlık ve bataklıktır. Sulama alanı 82.707 ha olup 19.031 ha ‘ının  inşaatı devam etmektedir.

 Samsun'un Çarşamba ve Terme ilçelerinde, Yeşilırmak'ın taşıdığı alüvyonların yığılmasıyla oluşmuş ova; yaklaşık 700 km2. İlin iki önemli ovasından biri (diğeri Bafra Ovası). Ovanın doğusunda Terme Çayı, batısında Abdal Çayı vardır. Dumanlıgöl, Akarcık Gölü, Akmazgöl, Kocagöl gibi küçük göllerin bulunduğu Çarşamba Ovası'nın en önemli iki çıkıntısı Civa ve Çaltı burunlarıdır. Çift ürün alınan ovada, tütün, fındık, sebze, mısır, ayçiçeği, soya ve meyve yetiştirilir.

 
Çarşamba Ovası Söğüt ve Kavak Tehditi Altında
 

Türkiye'nin En Verimli Ovalarından Birisi Olan Çarşamba Ovası, Sınır Belirlemek İçin Dikilen Söğüt ve Kavak Gibi Ağaçlar Nedeniyle Gelecek On Yılda Ormana Dönecek.

Türkiye'nin en verimli ovalarından birisi olan Çarşamba Ovası, sınır belirlemek için dikilen Söğüt ve kavak gibi ağaçlar nedeniyle gelecek on yılda Ormana dönecek. 89 bin 500 hektarlık ovanın bu şekilde dikilen ağaçlar nedeniyle yüzde 18'i kullanılamaz duruma geldi. Çarşamba Ticaret ve Sanayi Odası YönetimKurulu Başkanı Yusuf Kefeli, "Bu konuda radikal kararlar alınmazsa, Çarşamba Ovası 10 yıl içerisinde adeta Ormana dönecektir." uyarısında bulundu.
Türkiye-Suriye sınırında mayınlar nedeniyle kullanılamayan arazilerin bir benzeri de Çarşamba Ovası'nda yer alıyor. Kardeşler arasında paylaşılan arazilerde sınır belirlemek amacıyla dikilen Söğüt, kavak ve akasya gibi fazla ticari değeri olmayan ağaçlar, ovayı her geçen gün kullanılamaz hale getiriyor. Bölge halkı arasında yıllara dayanan bir gelenek olarak sınıra dikilen ağaçlar, 5 bin hektarlık araziyi kaplamış durumda.
Karadeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Hasan Özcan, Yeşilırmak'ın yıllar boyu taşıyıp biriktirdiği alüvyonlardan oluşan ovanın her geçen gün Ormana dönme yolunda ilerlediğini dile getirdi. "Araziler miras nedeniyle devamlı olarak parçalanmaya uğruyor. Bu arazilerin sınırlarına dikilen Söğütağaçları, son otuz yılda yaygınlaşan fındık ve kavaklar ile ova adeta bir 'orman' görünümünü almıştır." diyen Dr. Özcan, sözlerine şöyle devam etti: "Ağaçlar tarafından kaplanan alan hiç de küçümsenemeyecek boyutta. Ovanın yüzde 18'i tarla sınırlarında bulunan ağaçlar tarafından işgal edilmiş durumda." Sınırlara dikilen ağaçların sadece toprağı kullanılamaz hale getirmediğine dikkat çeken Dr. Özcan, "Bunlar sadece alan kaplamak dışında gölgeleme suretiyle de çevreledikleri tarlalarda bulunan ürünlere önemli ölçüde zarar verdikleri gözlenmektedir. Ayrıca ovada yapılmış bulunan yeraltı ve yerüstü drenaj tesisleri de bu ağaçlardan, köklerinden, atıklarından zarar görmekte ve işlevlerini tam olarak yerine getirememekte." şeklinde konuştu.
Çarşamba Ovası'nın sınırlara dikilen ağaçlar ve son yıllarda fındık dikiminin artarak devam etmesi sebebiyle her geçen yıl tarım arazisi olmaktan uzaklaştığını aktaran Çarşamba Ticaret ve Sanayi OdasıYönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kefeli, bu durumun kaygı verici olduğunu söyledi. "Bu konuda radikal kararlar alınmazsa, Çarşamba Ovası 10 yıl içerisinde adeta Ormana dönecektir." diyen Kefeli, acil önlem alınması çağrısında bulundu.
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Samsun Şube Başkanı Murat Akar, arazileri koruma içgüdüsü ile dikilen ağaçların, hızla büyüyerek ovayı Ormana çevireceğinin altını çizdi. "Devlet bu konuya el atmalı, kredi vererek bu ağaçlar yerine beton kazıklar, tel örgüler çekilerek arazi kurtarılmalı." diyen Akar, "Türkiye'nin en verimli ovasının yüzde 50'si fındık, yüzde 18'i Söğüt kavakla kullanılamaz hale geldi. Geriye ancak yüzde 30'luk bir alanda tarım yapılıyor." eleştirisinde bulundu.
Samsun TEMA il Temsilcisi Ömer Faruk Sönmez ise geniş tarım alanının kullanılmasına engel teşkil eden tarla kenarlarındaki ağaçların yerine cansız çit materyalin kullanılmasıyla tarım topraklarının kullanılabilir hale getirilmesinin mümkün olabileceğini söyledi. Sönmez, "Böylece Çarşamba Ovası ormandan ovayadönüşmüş olacağından istenilen bitki deseni, bitki çeşitliliği ve gerçek verimli ova kimliğine kavuşacaktır." değerlendirmesini yaptı. - Samsun